logo beyaz
Blog - Dervis
Blog | KOBUD_CENAB | Dervis
Camide zengin bir adamla bir derviş
yan yana namaz kılıyorlardı.
Birbirlerine olan yakınlıklarından
dolayı ne okuduklarını ve ne dua
ettiklerini duyuyorlardı. Derviş
namazdan sonra ellerini açtı:
” Ya Rabbi! Karnım çok aç beni şu
yemek ve şu tatlılarla rızıklandır,”
diye dua etti.
Dervişin duasını duyan zengin adam,
içinden şöyle geçirdi:
” Bana duyurmak için sesli dua
ediyor. Böyle yapmaktansa doğrudan
gelip para isteseydi verirdim. Şimdi
ona bir şey vermem.”
Zengin adam böyle düşünürken
derviş caminin bir kenarına çekilmiş
ve uykuya dalmıştı. Az sonra camiye
elinde tepsiyle bir adam geldi.
Doğruca, uyuyan dervişin yanına
giderek dervişi uyandırdı ve elindeki
tepsiyi derviş verdi.
Derviş tepsinin üzerini açtı. Zengin
adam geriden bu hadiseyi takip
ediyordu. Tepside dervişin az önce
duada istediği yiyecekler vardı.
Derviş yemekleri yedikten sonra
tepsinin üzerini örterek adama geri
verdi. Bu işe hayret eden zengin
adam merakla yemekleri getiren
kişiye yaklaştı:
” Arkadaş sen kimsin?”
” Ben hamallık yapan biriyim.”
” Bu adamı tanıyor musun?”
” Hayır.”
” Bu yemekleri kim gönderdi?”
” Kimse göndermedi, ben getirdim.”
” Peki tanımıyorsun da niye
getirdin?”
Anlatayım: ” Ben fakir biriyim.
Hamallık yaparak geçimimi
sağlamaya çalışıyorum. Yükünü
taşıdığım zengin biri bana fazlaca
para vermişti. Hazır elime geçmişken
eşimin ve çocuklarımın istediği
yiyecekleri yapmak için gereken
malzemeleri alıp eve gittim. Eşim
yemekleri yaparken ben uyuya
kalmışım. Rüyamda Peygamber
Efendimizi (s.a.v.) gördüm.” Bana
buyurdular ki:
– Şu camide bir veli var. Onun canı bu
yiyecekleri istedi. O yemeği ona
götür. Yiyebildiği kadar yesin.
Kalanını da siz yiyin. Allah (c.c.) size
bereket verir. Bunu yaparsan senin
cennete girmene ben kefil olurum.
Uyanır uyanmaz hemen tepsiyi
buraya getirdim. Gerisini siz de
gördünüz.”
Zengin adam bu durum karşısında
hayretler içinde kaldı ve hamala
sordu:
” Bu yemekler için ne kadar masraf
ettin?”
O zamanın parasına göre bir şeyler
söyler. ” Şu kadar para ”
” Sana yaptığın masrafın on mislini
vereyim, bana kazandığın sevabın bir
kısmını ver.”
” Olmaz.”
” Yirmi mislini vereyim.”
” Olmaz.”
” Elli mislini yok… Yok… Yüz mislini
vereyim.”
” Boşuna uğraşma. Ne verirsen ver
yine de vermem. Bunun karşılığında
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) benim
cennete girmeme kefil oldu. Bütün
dünyayı versen yine de vermem.
Eğer senin bu sevaptan nasibin
olsaydı, bu iş sana nasip olurdu.
Baksana, yan yana namaz kılmışsınız
ama senin paran nasip olmamış.
« Əvvəlki (4472 - 8032) Növbəti »
Yaradıldı: 29 Mart 2017 Saat 11:33
Reytinq: 4
[ 0] [ 0]
Şərhlər
Şərh yazan hələ ki, olmayıb. İlk yazan sən ol.
Blog | KOBUD_CENAB | Dervis
Ana Sehife
Saytda: 2 & 85 Qaydalar
comp WEB Versiya